Carl Sagan’ın Palavra Tespit Yöntemleri
- Size ‘gerçek’ diye sunulan olguları bağımsız
kaynaklardan teyit edin.
- Argümanı destekleyen kanıtların
tartışılmasını destekleyin.
Bu tip bir tartışmayı
farklı iki fikri savunan ve hakikaten konunun uzmanı olan kişilerden dinleyip
farklı perspektifleri değerlendirmek önemlidir.
- Otorite kaynaklı argümanların çok kıymeti
yoktur.
Geçmişte pek çok
otorite hata yaptı, gelecekte de yapacaklar. Bilimde otorite değil, uzmanlık
önemlidir.
- Birden fazla hipotez oluşturun.
Herhangi bir şeyi
açıklamak gerektiğinde, gözlediğiniz şeyi açıklayabilecek tüm alternatif
hipotezleri düşünün. Ardından bu alternatiflerin her birini nasıl test
edebileceğinizi de düşünün. Bu testten başarıyla geçen açıklamanın doğru olma
ihtimali, ilk aklınıza gelen ve gözünüze güzel görünen açıklamadan daha
yüksektir.
- Bir hipotezi, sadece size ait diye fazla
benimsemeyin.
Sizin hipoteziniz de
diğerleri gibi gerçeği bulma yolunda bir ara duraktır. Kendinize neden bu fikri
beğendiğinizi sorun, diğerleri ile adil bir şekilde karşılaştırın. Kendi
hipotezinizi reddetmeniz için ne gerektiğini düşünmeye çalışın. Bunu siz
yapmadığınız takdirde başkaları yapacaktır.
- Bulgularınızı ve gözlemlerinizi rakamlara
dökmeye çalışın.
Eğer öne sürdüğünüz
açıklama herhangi bir şekilde ölçülebiliyor ve rakamsal (nicel) olarak ifade
edilebiliyorsa bu yöntemle farklı hipotezleri karşılaştırmanız çok daha kolay
olacaktır. Net olmayan ve nitel (kalitatif) kavramlar için çok fazla açıklama
öne sürülebilir. Elbette açıklama bulmamız gereken pek çok nitel konu da var,
ama bunlara ilişkin kanıtlar bulmak her zaman daha zordur.
- Açıklamanız bir argümanlar zincirine dayalı
ise bu zincirdeki ilk önerme ve akabinde ki tüm argümanların doğru olması
gerekir.
Unutmayın, birbirine
bağlı bir mantık zincirindeki argümanların bazılarının doğruluğu açıklamayı
desteklemeye yetmez.
- Okkam’ın usturasını anımsayın.
Elimizde,
gözlemlediğimiz olguyu aynı derecede iyi açıklayan iki hipotez olduğunda, çok
sayıda ön koşulu gerektirmeyen ve daha basit açıklama genelde doğru olandır.
- Hipotezinizin nasıl yanlışlanabileceğini
kendinize sorun.
Test edilemeyen,
ispatlanması mümkün olmayan önermelerin pek kıymeti yoktur.
Palavra tespit ederken bunları yapmalıyız, peki
yapılmaması gerekenler ne?
·
Adam
karalama (ad hominem): Yapılan argümandaki hatalara değil, argümanı yapan
kişiye saldırmak: Dr. Falanca vergi kaçırma suçundan hapis yatmıştı, o
nedenle verdiği diyet önerisini ciddiye almamak gerekir.
·
Otorite safsatası (argument from authority): Kişinin söylediklerinin geçerliliğine
değil ünvanına bakıp söylediğini geçerli saymak : İsviçreli bilim
insanları kireç çözücü kullanmanızı öneriyor.
·
İstenmeyen etki argümanı: Yapılan argümanı kanıtlarla desteklendiği
için değil, istenmeyen sonuçları engellemek için doğru kabul etmek: Karısını
öldürdüğü iddia edilen sanığı suçlu bulmamız gerekir, aksi takdirde diğer
erkekler de karılarını öldürmek için cesaret alırlar.
·
Cehalete başvurma (appeal to ignorance): Ortaya sürülen argümanı, kanıtlarla
desteklendiği için değil, aksini gösteren kanıt yokluğu nedeniyle doğru saymak: Elimizde
dünyayı UFO’ların ziyaret ettiğine ilişkin hiç bir kanıt yok, demek ki evrende
yalnızız.
·
Özel durum argümanı (special pleading): Argümanı destekleyen delil yokluğunda,
argümanı destekleyecek veri bulmaktansa veri yokluğuna bahane bulmak: Aslında
telepatik güçlerim var, ama odada TV olduğundan kanıtlayamıyorum.
·
Varsayılan cevap argümanı (assuming the answer): Argümanın destekleyen önermenin,
argümanın neden doğru olması gerektiğini cevaplamaması: Suç oranını azaltmak
için idam cezasını geri getirmeliyiz. (Oysa idam cezası gerçekten suç oranını
azaltıyor mu bilmiyoruz.)
·
Gözlem iltiması (observational selection): Argümanı güçlendiren örnekleri dikkate
alırken, aksini gösterenleri yok varsaymak: Bizim şehrimizden nice önemli
devlet adamı çıktı! (Seri katiller de çıktı ama onları boş verelim şimdilik!)
·
Küçük sayı istatistiği: Argümanı destekleyen örneklerin sayısının
çok az ve limitli olmasını dikkate almamak: Bu akşam rulette dört kez kazandım,
demek ki şanslı günümdeyim.
·
İstatistik cehaleti: İstatistiksel verilerin anlamını
kavramamak: Yaptığımız ankete göre araba kullananların %65’i
ortalamanın üzerinde iyi şoför.
·
Tutarsızlık: Yapılan argümanın mantık kurgusunun, aynı kişinin diğer savunduğu
şeylerle tutarsız olması: Modern tıbba güvenmiyorum homeopati tercih ediyorum,
çünkü doktorlar para için çalışıyor. (Homeopatlar bedavaya mı çalışıyor?)
·
Buradan bu sonuç çıkmaz argümanı
(non-sequitur): Argümanı
desteklemek adına verilen önermenin argümanın doğruluğu ile hiç bir ilgisi
olmaması: Şu adam Bill Gates ile aynı üniversiteden mezun olmuş. Bill Gates
dünyanın en zengin adamlarından biri olduğuna göre bu adam da çok zengin
olmalı.
·
Ardışıklık safsatası (post hoc ergo propter hoc): İki olayın birbirini takip etmesi nedeniyle
ilkini ikincinin nedeni varsaymak: Kadınlara oy hakkı verilmeden önce nükleer
silahlar yoktu.
·
Anlamsız soru safsatası: Argümanı lehinde sonlandırmak için
mantıklı bir şekilde cevaplanamayacak soru sormak: Yerinden kıpırdamayacak bir
cisme, karşı durulamayacak bir güç uygulanırsa ne olur? (Oysa tanım itibariyle
karşı durulamayan gücün karşında hiçbir şeyin duramaması, ya da hareket
ettirilemeyen bir cismi hiçbir gücün hareket ettiremiyor olması gerekir.)
·
Sahte ikilem (false dichotomy): Pek çok olasılık olan bir durumda sadece
iki seçenek olduğunu ve bunlardan birini seçmek gerektiğini iddia etmek: Tabi,
sen gene babanın tarafını tut, zaten annen hep haksızdır!
·
Kısa döneme karşı uzun dönem safsatası: Sahte ikilem benzeri bir safsatadır, ama
çok kullanıldığı için ayrıca bahsetmekte fayda var. Biri yakın, diğer uzak
dönemde önemli olacak iki durumu sanki birinden birini seçmek zorundaymışçasına
lanse etmek: Okul öncesi çocukların eğitimine para ayıramayız, çünkü acil
olarak sokaklardaki suç oranını düşürmemiz lazım.
·
Kaygan zemin (slippery slope): Küçük bir olayın çığ etkisi ile uzak
gelecekte kaçınılmaz şekilde çok büyük ve önemli bir başka olaya neden
olacağını var saymak: Kızınızı arkadaşları ile sinemaya gönderirseniz, yarın
öbür gün kötü yola düşer.
·
Neden /sonuç ilişki karmaşası: Tesadüfi olarak birlikte gözlenen olay
ya da istatistiklerin, birbiriyle otomatikman neden sonuç ilişkisi içinde
olduğunu varsaymak. Oysa iki değişkenin birbiri ile korelasyonu olması, her
zaman neden sonuç ilişkisi olduğunu göstermez: Nicholas Cage’in başrol oynadığı
film sayısı arttıkça yüzme havuzunda boğulan insan sayısı da artıyor. Demek ki
Nicholas Cage filmleri boğulma nedeni!
·
Korkuluk argümanı (strawman): Tartışan kişinin karşısındakinin
argümanını saptırarak saldırmayı daha kolay haline getirmesi: ‘Eğitime daha çok
yatırım yapmalıyız’ argümanına cevap olarak karşı tarafın ‘Askeri bütçemizi
kısıp düşmanlara karşı savunmasız kalalım istiyorsun demek, sende de hiç
memleket aşkı yok!’ demesi.
·
Bastırılmış kanıt / cımbızlama argümanı: Argümanı savunan kişinin, karşı tarafın
öne sürdüğü veri ve kanıtları görmezden gelmesi: Geçtiğimiz ay ortalama hava
sıcaklıkları normalden düşük seyretti, demek ki küresel ısınma diye bir şey
yok. (Ama son 100 yıldır ortalama sıcaklıklar sürekli artma halinde. Neden
sadece geçen aya bakalım?)
·
Sinsilik argümanı (weasel words): Bir argümanı savunurken, bilinen ve onu
zayıflatacak şeyleri bilerek hasır altı etmek: Yeni koltuk serimiz mağazamızda,
150 TL’den başlayan fiyatlarla…. (150 TL olan koltuk tek bir model ve süper
kalitesiz iken diğer koltukların fiyatı en az 900 TL olabilir.)
Kaynak: Carl Sagan
-The Demon-Haunted World: Science as a Candle in the Dark ( Karanlık Bir
Dünyada Bilimin Mum Işığı )
Yorumlar
Yorum Gönder